Kayıtlar

If and Whether

1) If ve whether genellikle birbirlerinin yerine kullanılabilir. Ancak aralarında kullanım anlamında bir fark var. İki farklı seçeneğimiz olduğunda "whether" kullanırız.  I don't know if Finn wants coffee or tea. (Finn'in çay ya da kahve isteyip istemediğini bilmiyorum) (Farklı bir seçenek de olabilir) I don't know whether Finn wants coffee or tea. (Finn'in çay mı kahve mi istediğini bilmiyorum) (Seçenekler ikiyle kısıtlı. Çay ve kahve) 2) Edatlardan sonra if değil whether kullanırız. I asked Finn about whether he wants coffee or tea. 3) to-infinitive kullanmamız gerektiği zaman whether kullanırız. Finn is not sure whether to order coffee or tea. 4) "or not" whether ile kullanılır. Finn is not sure whether or not he wants tea.

Past Perfect Tense

Resim
Anlam ve Kullanım: Past perfect, geçmişte yaşanan iki olayın hangisinin daha önce yaşandığını belirtmek için kullanılır. Daha sonra yaşanan olay için past simple kullanılır. When I arrived home, my sister had already made lunch. Eve vardığımda kız kardeşim öğlen yemeğini çoktan hazırlamıştı. Mary  had just come when I entered the room Odaya girdiğimde Mary henüz yeni gelmişti . Yapı: Past perfect ile bir cümle kurmak için subject + had + past participle subject + hadn't + past participle had/hadn't + subject + past participle? Olumlu örnekler: By the time I came to school, the class had already started . I realised at the end of the class that I had forgotten to bring my paper. Jack had been a cook for forty years when he retired. Olumsuz örnekler: He wouldn't have failed in the exam if he hadn't been lazy to study. I hadn't finished my dinner when the waiter came. Soru örnekleri: Hadn't you told Johnny you had something to do? Had he known his fr

Phrasal Verbs

Resim
 Anlam ve kullanım: Phrasal Verb (Öbek fiil) dediğimiz fiiller bir fiil ve ardından gelen bir veya iki adet edattan oluşurlar . En çok kullanılan edatlar şunlardır:  James keeps taking wrong desicions. James keeps on taking wrong desicions Burada kullanılan phrasal verb keeps on devam etmek anlamına geliyor. Keeps ile ayna anlama sahip ancak daha güçlü bir anlam katıyor. Hurry up (acele et) veya sit down (otur) gibi. Bazı phrasal verbler geçişsizdir. (Nesne almazlar) keep on, hurry up.... Diğerleri geçişlidir ve nesne alabilirler ancak nesne zamiri alamazlar Örneğin: " I broke off our engagement years ago" diyebiliriz ancak "I broke off it " diyemeyiz.  Ancak, çoğu zaman bir phrasal verb'ün arasına nesne zamiri konabilir. The weather is muggy today. I want to take my jacket off. Bazı phrasal verbler üç parçalıdır. Slow down. I can't keep up with you. I'm looking forward to Christmas this year.   Telaffuz: Vurgu çoğu zaman edattadır: When did you

Modal Verbs: "Can" and "Be able to"

Resim
İngilizcede bir şeyi yapıp yapamadığımızı söylemek için “can” ve “be able to” yardımcı fiillerini kullanırız. Temelde ikisi de aynı anlama gelse de genelde beklenmeyen bir şey gerçekleştirildiğinde “be able to” kullanılır. Camels  can carry  up to 270 kilograms on their backs.(Develer sırtlarında 270 kilograma kadar taşıyabilir .   They  are able to close  their noses to keep out the sand.(Kumu dışarıda tutmak için burunlarını kapatabilirler .) Geçmişteki yetenekler hakkında konuşmak için “could” veya “be able to” kullanılır. 20 years ago, the Kalahari bushmen  could make  fire without matches.   (20 sene önce Kalahari  ormancıları kibrit olmadan ateş yakabiliyorlardı .) They  were able to survive  without fresh water for three weeks (Temiz su olmadan 3 hafta boyunca  hayatta kalabildiler . ) Olumlu cümlelerde, geçmişte yaşanan tek bir olay için “could” değil “be able to” kullanılır. Ancak soru ve olumsuz cümlelerde her ikisi de kullanılabilir. Our guide  was able to show